28 Ekim Pazar günü, bir önceki akşam devam eden whatsapp
konuşmaları okunmuş, yapılan börekler çiğ köfteler ağızlarını sulandırmıştı.
Oda yetmezmiş gibi birbiri ardına yığılan fotoğraflar içlerindeki yamaç
paraşütü aşkını körüklemiş ancak bilinmez bir korku heyecan karışımı içerisinde
bugün olacakları bekliyorlardı. Aralarından bazılar cin gibiydi o sabah. Bir
önceki gün etkinliğe gelen arkadaşları mesajlarla bunaltmış neler yaptılar,
neler ettiler öğrenmişlerdi. Biz biliyoruz ne olacak edalarında geziyorlardı.
Ancak haberleri olmayan bir değişken vardı bu denklemde. Hava..
Gölbaşı'nda kanatlar açıldı, pozisyon alındı. Bir bekleme
başladı, beklendi beklendi beklendi… Herkesin aklında Sermiyan Midyat “yaprak
kıpırdamıyor” diyordu o an. Baktılar olacak gibi değil bir ses yükseldi
kalabalıktan. Takla. 5 Nokta taklası. Bunu duyan Gazililer ne yaptı peki?
Dizildiler sıralı ve başladılar takla atmaya. Ardından oyundu yemekti derken
vakit geçti gitti.
O sırada denklemdeki değişkenimiz ne yaptı? Esmeye başladı
ama biraz fazlaca esti. Çalışan yeni öğrenciler zorlanmaya başladılar. Ee ne
oldu peki? Daha deneyimlilere biraz yol açtılar. Ee onlarda biz eskiyiz
diyorlar ya hani? Düz çekmek neymiş dediler döndüler kanatlara ters bir şekilde
ve başladılar ters çalışmaya. Başlangıçların gözler yaşlı, büyülenmiş
bakıyorlar. Eskiler de durur mu? Veriyorlar gazı, yansın dursun.
Özet mi lazım? Her şeyden azar azar yap, ortaya yap.