6 Kasım Pazar HATIRA

 

3 tepenin ikisi görülmüş geriye 1 tanesi kalmıştı. Evet evet doğru bildiniz bugün Hatıra’ya kırmıştık direksiyonu. “Hatıra”sı kalbe ışıklar saçan günler geçirilmişti burada. Bakalım bu sene belleklerimizde ne gibi “Hatıra”lar bırakacatı.


Sabahtan zayıf rüzgar koşullarına çalışmaya başlamıştık. 3. Hafta olması münasebetiyle de birçok arkadaşımız yer çalışmalarına iyice alışmıştı. Kanat hakimiyetleri günden güne artıyordu. Öğleden sonra rüzgar biraz şiddetini artırmıştı. Farklı rüzgar koşullarında çalışarak deneyim kazanmaya devam ettik. Öğle arası yemek dışında oyun oynamaya bile vaktimiz olmadı. Hava koşulları oldukça verimliydi. Akşama kadar çoğu kişi en az 2 tur çalışmıştı bile.




 

Gün sonunda güzelce kanatlarımızı katladık. Bir günü daha bitirmenin huzuruyla dönüş yoluna geçtik.


 







5 Kasım Cumartesi - HATIRA

Klasik bir haftasonu etkinliği daha gelmişti de çatmıştı, sabahtan toplanılmış, garip bi şekilde ilk kez herkes saatinde gelmişti, akşam odayı ve servisi kim temizleyecekti? Servis temizleme tanrılarına kurban adamak gerekecekti.


 Yine de senenin ilk hatıra tepesi etkinliği hayırlı olsundu. 

Racondaki bizi karşılayan yaşlı, yalnız ve görkemli söğüt ağacını saymazsak, en "yeşillik" tepemizdi hatıra, bazen oturup düşünüyordu insan, şuan alplerde olmak mıydı yoksa ankaranın bozkırları mı?

Cevap açıkca belliydi: Canımız Ankaramız.

Yasemin ve kurbanlıkları


Kanatlar açıklanmış, yer eğitimleri tüm hızıyla tekrardan başlamıştı, yine yere düşüp damacana gibi yuvarlanacak mıydık? Gün içinde keşfedecektik. 

Toprak aşırı
yakınımda,
ama öpemiyorum çok saçma.



Hazırsan gözler bende, kuvvetli koş.

A kolonları ele alınmış, bazı arkadaşlarımız kolonları kendileri bırakmaya, slaytları hissetmeye/toplamaya uğraşmışlardı, dönüş çalışan arkadaşlarımız "heralde bana acı çektirmek için yapmıyoruzdur bunu" diye düşünmeden verilen komutları yerine getirmekle uğraşıyorlardı.


Öğle arasında vampir köylü oynandı, vampir olduğu ortaya çıktığında gözünden akan yaşları gizlemek için gözlük takanlar darağacında koylüler tarafından bir güzel sallandırıldı. Sadece gözlük takanlar mıydı vampirler? Elbette hayır, telefona dokunmak gibi bir günah işleyen vampirler de gözden kaçmamış, sallandırılmıştı. 

Vampirlere gece buse kondurmayı denediği için asılan şapkalı masum köylü
Gözlüğü bi çıkarır mısın yavrum?



Öğle arasından sonra biraz da olsa ters çalışma şansı doğmuştu, aralığı değerlendirdikten sonra yeni arkadaşlarımızın eğitimine geri dönülmüş, koşulara devam edilmiş, servise binilmişti. Otobüste elmalı turta getiren arkadaşlarımıza büyük dualar edilmiş, cennete girmeleri gönülden istenmişti. 

Elmalı turtadaki şeker Enes'in kendisi mi?
Senelik havuç erzağı, sağlıklı hissetmek için yiyiniz.

Çikolatalar, havuçlar, yenen ayvalar ile gün noktalanmış, 

Müneccim mi yoksa tanrı mı?
Ben bob marley faruk ama gözlüğüm var


Oda ve servis temizliği unutulur mu tabii? Servisteki arkadaşlarımızdan biri çok soğukkanlı bir şekilde "bu vampirler boşa mı kaybetti yaaaa" diyip gönüllüleri seçmemize katkıda bulunmuştu tabii. Odayı ve servisi temizleyecek vampir arkadaşların gözleri sevinçten parlamış, kulüp odamıza geri dönüp dağılmıştık.

Etkinlikler bittiğinde her gece kulüp motorumla şöyle bir güzel tur atıp tozu toza katarım.