26 Şubat Alanya


   Son güne umutla başladık. Güneşli, sıcak gündü. Kahvaltımızı yaptıktan sonra yine düştük yollara. Tepede rüzgar uygun değildi. Hava iyiydi vadinin ısınmasını bekledik. Rüzgarda düzelince kalkışlarımız yine ardı ardına başladı. Termik arayışları devam etti. Önceki uçuşlardan çıkarılacak dersler alındı ona göre herkes uçuşunu gerçekleştirdi. Diğer uçuşlara göre daha türbülanslı bir havaydı bu seferki. Tepe üzeri türbülansı daha da fazlaydı. Kanadın tepkileri, bizim tepkilerimiz önceki uçuşlarımız gibi değildi. Sallantılar az da olsa tedirginlik yaratmıştı ama bunu yaşamakta bambaşkaydı. Sırtlar üzerinden termiklerimizi aradık. Dönüşlerimizi gerçekleştirdik. Yerde sertleşmiş olan batı rüzgarına indik. Yeniden çıkış için acele etmedik. Hem tepede hem de inişte riskli bir hava vardı.
  Havayı sahili bulmuşken yine ters çalışalım dedik. Yarım saat kadar çalışmıştık ki tepeden uçuş çıktığını görünce hemen toparlanıp tepeye doğru yola koyulduk. Tepeye çıkış için farklı bir yolu izledik. Ormanların arasından patika yoldan vardık tepeye.  Rüzgar yön değiştirmek için bizi bekliyor gibiydi, yine tersten esmeye başlamıştı. Bekledik takeoffta yattık, güneşlendik. Yerel pilotlardan artık bu rüzgar böyle kalır dönmez yorumlarını duyduk ama bizde pes etmek yoktu. Sıfır olduğu anda kalkarız bizde o zaman dedik ve bekledik. İşin ucunda Alanya Kalesi’nde soaring yapmak vardı. Saatlerce uçabilme ihtimali vardı.  Yerel pilotlardan biri rüzgar sıfırlanınca kalktı ve kaleye doğru gitti. Yetişecek mi diye meraklı gözlerle izledik. Sonuçta yetişmişti ve bize nispet yapar gibi yükseldi, takıldı.





  Yeterli ve gerekli koşulları bekledik. Sıfıra yakın yan rüzgarda kalkmak kolay olmadı, hele de böylesine kısa ve eğimi az kalkış alanında. Hepimiz sabırla bekledik. Teker teker kalkmaya başlamıştık. İlk giden eğitmenler oldu, Kaleye yetişip soaringe başlamıştı. Kaleye gidiş doğrultumuzda bastıran şehir vardı. Alçak kalmamak gerekiyordu. Son kalkış yapanlara şehir bastırıcısı daha acımasızdı. Şansa 380metrelik tepeye yakın çanakta termik kopmaya başladı ve şanslılarımız onu yakaladı yükseldi. Termik dönüp yüksekten açılmak daha mantıklıydı. Açıldık patlayanlar termiği soaringe tercih edenler dışında hepimiz soaring bandındaydık. Deniz üzerinde kale surlarından bizi izleyen izleyiciler eşliğinde bir süre uçtuk. Birbirimizi takip etmek bandın içinde bu kadar süre kalmak keyifliydi. Hem havaya hemde diğer pilotlara dikkat etmeyi gerektiren zevkli 1saatlik soaring uçuşlarımız oldu. Her güzel şeyin sonu olduğu gibi iniş kararlarımızı verip kafa rüzgarına sahil doğrultusunda uzadık. İnişlerimizi yaptık. Öğrenciler olarak en uzun süreli uçuşlarımızı yapmış olmanın mutluluğundaydık. Alanya’ya bu güzel uçuşla veda edecektik.
   Dönüşe hazırdık. Karnımız yine çok açtı yemeklerimizi yedik. Günün değerlendirmesini yaptık. Otele dönüp otobüs saatine kadar dinlendik. Yolculuğa gelince günün yorgunluğunu iki büklüm uyuyarak atacaktık.




25 Şubat Alanya


  Havanın kapalı olduğu bir güne uyandık. Kahvaltımızı yaptık. O sürede hava iyi olmamıştı. Hava durumu tahminlerine yeniden baktıktan sonra bir gün daha kalmaya karar verdik. Hava iyi olmaya yakın aynı yola çıktık. Bu sefer iki gündür baktığımız portakalları göz hakkımız diye aldık. Günün nasıl geçeceğini tahmin etmek zor olmadı. Haram lokmaya el sürmeyenler çok uçtu diğerleri olabildiğince uçtu. Neyse tepeye geldik yine uygun koşullar için birazcık bekledik. Ardından kuşanıp uçuşlara başladık. Yine termik derdimiz vardı. Sırasıyla kalkışlarımızı yaptık tahmini bölgelerde takıldık. Havaya alışıyorduk. Termik dönmeye adapte oluyorduk. Birbirimizi izledik, ilk defa bu kadar yakın uçtuk. Her dönüş ayrı bir şey katıyordu. Uçtuk uçtuk sonunda indik. Sonunda indik ama bazımızın iniş alanı tercihi değişmişti. Toplandıktan sonra günün ilk ve son uçuşu için değerlendirmemizi yaptık. Tepeye çıkış için hazırlandık. Tepeye vardığımızda rüzgar bıraktığımız gibi değildi. Uçuş çıkmadı ve yere indik. Sahil ters çalışmak için gayet iyiydi. Zamanımızı çalışmakla geçirdikten sonra otele döndük.
   Günün açlık acısını büyük boy yemeklerle çıkardık. Yemek sonrasında keyif verici muhabbetimiz vardı. Uçamasak bile bugün yaşadıklarımız neşemizi yerine getiriyordu. Telsiz konuşmaları, uçuş anındaki ve kalkıştaki hallerimiz yemek sohbetine ayrı keyif katmıştı.  Otelden uzakta yemek bulabildiğimiz için dönüşümüzde uzun oldu. Geze geze parklarda bahçelerde oynaya oynaya otele geldik. Gopro videolarıyla güne son verdik.










  

24 Şubat Alanya


Gün ola hayrola dedik ve güne başladık. Kahvaltımızın ardından araca yükledik kanatlarımızı ve tepeye doğru yola çıktık. Tepeye çıkışlarda yoğun ilgiden pek memnunduk. Teyzelerle, çocuklarla amcalarla herkesle selamlaştık, şarkılar söyledik. Yine rahat gidemedik. Hoplaya zıplaya geçen yolculuğun ardından tepede her şey istediğimiz gibiydi. Zaman kaybetmeden hazırlandık. Acemiliği dün çıkarmıştık. Bugün bir şeyler yapacaktık.




Kalkışlarımızı gerçekleştirdik. Olası termik bölgelerinde termiklere denk gelip dönmeye çalıştık. İlk termik dönüşler biraz farklıydı, heyecan doruktaydı artık. İçine çeken termiği hissetmek, onu dönmeye çalışmak bacağımızdaki vario sesinin hızlanması duymak hepsi çok iyiydi. Bulduğumuz termiği kaçırmama, düşünce de arama çabalarımız vardı. Bulamayınca da artık açılıp farklı şeyler deneyimlemeye odaklıydık. Önce kulak kapatmak için tuttuk ipleri olması gerektiği gibi çektik. Korkulacak bir şey yokmuş ya rahatmış, kolaymış dedikten sonra açtık. Açılışını izlemek de ayrı olaydı. Devamında speed basacaktık. Tabi cırtcırtından ayırabilseydik. Çoğumuz elimizle cırtcırttan çıkarıp öyle speed bastık. Speedden sonra ‘bastım ben’ demek için bir de dönüş yaptık. Teorikte biraz önümüze gelecek olduğunu biliyorduk. Yine tedirginlik vardı ancak bu da gayet iyiydi. Kanadın hızlanışını, çöküşünü fark ediyorduk. Sıra geldi keskin 360’a şimdiye kadar irtifa kaybetmek için yaptığımız flat dönüşlerdi. Bu sefer freni çektik çektik, dönüyoduk ama hala yetmiyordu biraz daha çektik spiral sınırında bekledik. Rüzgarın artan sesini duyduk. Bu sınırda bekleyiş biraz daha irtifam olsaydı dedirtti insana. Bu deneyimi de edindikten sonra iniş planımızı yapıp indik. Herkes uçuşunu kanat katlarken anlatıyordu. Ben böyle yaptım, bunu hissettim, ben o termiği bulamadım ya gibi konuşmalarımızlakanatlarımızı katladık.






Sıcaklığın artmasıyla beraber artan termik umutlarıyla yine tepemize gittik. Yine hızlı olup olabildiğince çok uçmak odaklı kalkışlarımızı yaptık. Termikler artmıştı. Tepe önünde, kayalıklarda, çanağın ucunda, buralar çalışır denilen her yer çalışıyordu. İzlenimle, hissiyatla yine dönmeye çalıştık termikleri. Uzun süre havada kalmayı bir de bu havada yükselmeyi sevmiştik. Kanada hakim oluyorduk ve bir şeyler başardıkça güvenimiz de artıyordu hem kendimize hem kanada. Sonuçta uçuşlarımızı yaptık ve indik. Uzun süre uçan oldu, termik kaçırıp bulamayan oldu, termik bulup bulup inemeyen oldu, termik bulup termik burada diyen oldu. Bu çok zevkli uçuşlarımızda burada bitti. İniş alanında yine değerlendirmemizi yapıp aç karnımızı uçuş için hiçe sayıp yine uçuşa çıktık.

Günün son uçuşu için yine tepedeydik. Termikler bitmişti. Stabil koşullarda düz uçtuk. İniş alanına irtifamızı çok harcamadan geldik. İlk uçuşumuz gibi kulak kapadık speed bastık ama bu sefer ikisi beraber oldu. İlk fırsatta yapamayanlar bunu kaçırmadı ve hepimiz bu işin üstesinden geldik.  Keskin 360 dönüşlerimizi yaptık. Bazılarımız sınırları zorlamayı sevdi. İnişte yine hepimiz aynıydık önce kendi aramızda uçuşlarımızı konuştuk, kanatları katladık sonra toparlanıp otele döndük. Sağlıklı güzel uçuşlarla bugünü de tamamladık ama kurt gibi acıkmıştık. Yemeğimizi deli iştahla yedikten sonra iki gün için gelen arkadaşlarımızı gönderdik. Son uçuşların değerlendirmeyi yemek masasında yapıp otele döndük. Gopro videolarını izleyip dinlenmeye çekildik.

23 Şubat Alanya


   Gazi Havacılık cp adayları için bu sefer Alanya’da. Alanya 630 ve 380 metrelik kalkış alanlarıyla kış koşullarında en fazla uçuş veren bölgeydi.  Her yerde patlayan biz burada da mı patlayacağız korkusuyla gelmiştik.
   İlk gün otele yerleşip denize karşı kahvaltımızı yaptık. Denize bakıp buraya mı ineceğiz burada mı uçacağız diye heyecanlanıyorduk. Toparlanıp aracımıza kanatları yükledik ve çıktık yola. Çıkışlarda rahat olamasak da her yolculuk bizim için ayrı eğlenceliydi. İlk çıkışımız portakal ağaçlarına ağzımızın suları aka aka geçti. Asfalt, kum, taşlık, çamurlu her şekil yoldan geçip 630 metrelik kalkışa geldiğimizde hepimizin heyecanı artmıştı. Heyecanımıza tek engel rüzgar yönüydü. Patlak Gazi yine patlaktı. Zamanı brifingle değerlendirdik. Olası termik bölgelerini, uçuş doğrultumuzu, uçuşlarda neler yapabileceğimizi konuştuk. 380metrelik tepeye geçtik. Batı rüzgarının rotorunda kalan bu bölgeden de kalkış yapamayıp aşağı indik. Sahilde ters çalıştık. Stabil koşullar ters çalışmayı daha da zevkli hale getirmişti. Kanat tepede duruyordu, darbe yoktu, gayet yumuşaktı. Burada geçen zamanın ardından öğle yemeğimiz için Alanya’da Bolu Sofrasını bulup yemeğimizi yedik.  Yine sahile gittik. Sürüklenme ihtimali olmadan, sahil kumunda kanatla uğraştık.
  Alanya kalesinden kalkan pilotların uçuşlarını izledik. Derken bize de sevindirici haber geldi. Tepeye uçuşa çıkacaktık. Hemen araca doluştuk ve uçuş veren 380 metrelik tepeye çıktık. Sıfır rüzgara kalktık ve düz uçuşumuzu yaptık. Sırtlar üzerinden anın tadını çıkararak denize uçtuk ve sahile indik. Böylesine bir manzarada uçmak keyif vericiydi. Sonrasında hepimizin yüzünde ayrı gülümseme vardı. Hepimiz çoook mutluyduk. Otele gidip biraz yorgunluk attıktan sonra yemek için pizzacıya gittik. Günün değerlendirmesini yemek sonunda yapıp otele döndük.