Ertan Özcan da pazar günü bizimleydi.
Ertan Özcan da pazar günü bizimleydi.
Sabah icimde ucabilecegime dair en ufak bir umut, heyecan yoktu. Gecen haftadan kalma bir burukluk vardi. Acaba yine mi ruzgar sert olur, acaba yagmur mu yagar gibi dusuncelerle geldim odaya. Tarlada yerde kosustururken de (ya da kosmaya calisirken, basaramayip duserken de) o gun ucacagimizi dusunmuyordum.
Bu kadar cok heyecanlandigim ender anlardan birisiydi o yamacta Fatih'in kos demesini bekledigim an. Beni sakinlestirmek icin konusması pek ise yaramadi. Sonra: Hazirsan kos! kos! Kosarken ayaklarim hiç yerden kesilmeyecekmis gibi geldi. Uzun bir zaman dilimi degildi ama sanki dakikalarca surdu. Bu anda heyecanim daha da artti. Ucmaya baslayinca bir an sanki zaman durdu, heyecanim bitti, kendimi o ana kaptirdim. Telsizden gelen komutlarla saskinligim gecti ve kanadi kontrol edebilecegimin farkina vardim. Yerdekinden cok daha kolay ve kesinle kat kat daha eglenceliydi. Kotu olan tek sey Ufuk'un sesinin gelmemesiydi.
Merve bana heyecanla anlatirken ucuslarini anlayamayinca ben, yasaman lazim deyip devam etmemekte hakliymis. Yasarken ani dusundugumuz ender zamanlardan oldugundandir bence boyle zevkli ve essiz kilan ucmayi. Bu yuzdendir ki morluklari (bende olmadi cok sukur) , merdiven inip cikamadigimizi, cektigimiz acilari gören insanlarin bizi mazosist sanması.
Kelimeler yetmiyor ve yetmeyecek o 2 dakikayi anlatmaya (belki daha kisa surdu :D emin olamiyorum.) ama dusunnmekle de asla bitmeyecek.
Sirma Gul MISIR
Biraz geç oldu ama ilk uçuşumu sizlerle paylaşmak istedim =)Öncelikle çok eğlendiğimi söylemek istiyorum ne kadar günün sonunda ve ertesi günlerde hareket etme zorluğu çekmiş olsamda buna değdi.
Recai 'ye vardığımız anda direk kanatların çıkıp Fatih'in grupları söylemesi benim için büyük bir mutluluktu hala başlayacağıma inanamıyordum.Yer çalışmasına başladık hatta ilk havada kalma heycanını orda yaşadım :))Akşam üstüne doğru eğim uçuşu yapıyoruz dendi.İlk günden uçmak harika olucaktı.Tabi yukarı çıkınca işin rengi biraz değişti.Aklıma gelen ilk şeyler hep kötü olasılıklardı ama sonra bunu yapmak istediğimi hatırlayıp 'kararlı bir şekilde' koştum :) Burdan sonrasını pek hatırlamıyorum desem yeridir.Her şey o kadar hızlı oldu ki bir anda kendimi havada buldum.Rüzgarın sizi yönlendirmesini hissetmek harika bir şey.Tam çok iyi süzülüyorum derken farkettim ki sola gidiyorum.:)) İşte o andan itibaren bir stres oluştu bnde nereye inicem,herkes düz gitmişti, napıcam soruları kafamda yankılanıyodu ki Ufuk'un sesi gelip gitmeye başladı 'sol fren' diyodu ya da benim anladığım oydu.:)Şans diyelim telsizin gazabına uğradım.
Sonuç olarak bir hasar almadn indim.diğer uçuşlarda daha sağlıklı ineceğimi dşünüyorum :)) İlk uçuş olduğu için heycan fazlaydı ama kısa bi süre de olsa hissettiğim o duygu harikaydı. Daha önceden uçan arkadaşlara sorduğumda yaşamalısın diyolardı evet gerçekten kendin bu duyguyu yaşamalısın!!!
Çisem ÖZKOL
Herkese merhabalar. Biraz gecikmiş bir ilk uçuş paylaşımı olacak ama buna da şükür:) Uçma hissini tarif edecek bir kelime bulamıyorum sanırım yok öyle bir kelime o duyguyu anlatacak. belki de bu yüzden yüzlerce uçuş yapmış insanlar hala ilk uçuşunu yapıyormuş gibi hissediyordur. ilk uçuşumun ardından(aslında geçen yıl bir kez uçmuştum ama paranın gözü kör olsun:)) hay benim eşek kafam neden geçen sene devam etmedin diye söylendim kendime:) velhasıl çok güzel bir his idi kuşlar misali özgürce uçmak,süzülmek ve rüzgarı hissetmek.
Emre KURT
Herkese selam...yaklasık 1 ay önce yapmıs oldugum ilk ucusumda neler hissettigimi ancak simdi yazabiliyorum...ama simdi de neler hissttigimi hatırlamıyorum :))) ilk ucusumda hiç bişey hissetmedim galiba :)) ne korku ne heyecan....ama 2. ve ardından gelen diger ucuslar inanılmazdı...
Ucmak delicesine ucmak..arkanda neler bıraktıgın umrunda olmadan sadece yerde karınca misali insanları izlemek.. iliklerindeki kanın sıcaklıgını hissederek delicesine uçmak... Ayaklarının yerden kesilmesi [ daha harnese oturamadık havadayken biraz zor oluyr özellikle erkekler acısından ama olsun :)) ] inanılmazdı.... En kısa zamanda kendime bi parasut alcm ve okula parasutle gidip gelecegim artık :D
Eren AĞCAER
Merhabalar,
3 hafta sonra ilk uçuşumu yazıyorum. Gerçi şimdi düşününce daha rahat hatırlıyorum ilk zamanlarda heyecandan çok birşey aklıma gelmiyordu sanırım.
Ehem.
İlk uçuşum sırasında yamaçta Ufuk Aslan, yerde Ufuk Uçar vardı. Harnesi kuşandım, eldivenlerimi taktım, yerde çalışırken bile kanadı her çekişimde heyecanlandığımı düşünürsek yamaçdaki heyecanımın boyutunu hayal edebilirsiniz.
Ufuk kanadın iplerini kontrol ettikten sonra benden bir 5-6 metre kadar uzaklaşıp hazırsan koş dediğinde bir iki derin nefes çekip tüm gücümle koştuğumu hatırlıyorum. Tam o anlarda benden önce havalanan arkadaşın havalanışı da hayalimde. Kanadı çektikten sonra bir iki adım geriye gitmiş ve sonra aniden havalanmıştı. Acaba ben rahatca havalanabilecek miyim düşüncesi içerisindeyken ben de aynı şeyleri yaşadım. Kanadı çektim, kanat tepeme geldiğinde kolon bırak firen al komutuyla birlikte frenleri aldıktan sonra bir iki adım geriye gidip sonra da havalandım. Tabii bu süre içerisinde deli gibi ileri koşmaya çalışıyordum.
Havalandıktan sonra oturmak yasak olduğu için ampül gibi kanada asılı gittiğimi hatırlıyorum. Ufuk Aslan gerekli yönlendirmeyi yaptıktan sonra yönlendirme işlemini Ufuk Uçara bıraktığında sanırım 10 saniyedir havadaydım. Havada olduğum süre boyunca bakışlarım yere kitlenmişti. Ne kadar yüksekte olduğumu, yatayda ne kadar mesafe katettiğimi kestirebilmeye çalışıyordum. Ayrıca uçuş sırasında frenlerin bize ne kadar hakimiyet sağladığı konusundaki merakımı da gidermiş bulnuyordum, araba direksiyonu gibi kanat çektiğim tarafa dönüyordu işte.
Recai tepeden havalanmıştım ve tam yamacın bitip tarlaların başladığı o çizgide kanadın normal çöküşünden biraz daha hızlı bir çöküş yaptığını hatırlıyorum, benim için uçuşun en heyecanlı anıydı. Daha sonra giderek yere daha fazla yaklaştım, ve yer eğitmeninden gelen stall konutuyla birlikte frenleri olabildiğince aşşağıya çektim. Eğim çalışmasında havalanıp ineceğim zaman stall komutunu duyamamış yere indiğimde deli gibi koşmak zorunda kalmıştım. Fakat bu inişim çok değişik oldu. Frenleri tamamen çektikten bir iki saniye sonra kanat tamamen yavaşladı ve yere 30 cm kadar kala neredeyse durdu diyebilirim. Parmaklarımın ucuna indiğimi hatırlıyorum. Daha sonra frenleri bırakmadan kafamı kaldırıp kanadın arkamda kalıp kalmadığını kontrol ettim ve bir iki adım da ileri atarak kanadın arkama düşmesini izledim. Frenleri çıt çıtına takarken heyecandan hala ellerim titriyordu. Bir an önce tepeye geri çıkmak istediğimi hatırlıyorum.
Benim de ilk uçuşum böyle işte. Yamaçta görüşmek üzere.
Tunca Çeşmecioğlu.
Uçuşlarını yazan arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz , yazmayanlardan da bekliyoruz =)